ABDULKADİR TURAN - MÜSLÜMANLAR NEDEN GERİ KALDI? - 23 Nisan 2025 Çarşamba

ABDULKADİR TURAN - MÜSLÜMANLAR NEDEN GERİ KALDI? - 23 Nisan 2025 Çarşamba

ABDULKADİR TURAN - MÜSLÜMANLAR NEDEN GERİ KALDI? - 23 Nisan 2025 Çarşamba


Bu soruya verilecek cevaplardan biri şu olmalı: Tasdik ehli olup sıdk ehli olmadıkları için.

Kişi Allah’ın varlığına, birliğine ve Hz. Muhammed salallahü aleyhi vesellem’in O’nun peygamberi olduğuna iman ederek tasdik ehli olur, mü’min olur. Bu tasdiki pratikte göstererek ise Hz. Ebubekir-i Sıddık misali sıdk ehli olur.

Seyyid Kutub’un ifadesiyle Ashab, Allah tamamından razı olsun, iman eder ve yaşardı. Hz. Peygamber için de esas olan “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” ayet-i kerimesine icabet idi.

Tasdik, sıdk getirmeli ve iman, emniyet getirmelidir. Yani kişi iman edince güven vermelidir.

Tasdik, kişiyle inanç arasında, sıdk ise kişi ile başkaları arasında ilişki oluşturur. Medeniyet birliktir, topluluktur, cemiyettir.

Cemiyetin hasıl olması ise ancak doğruluğun sağladığı güvenle mümkündür. İslam medeniyeti de böyle oluşmuştur. Müslümanlar, imanda bir olunca sıdkta da bir olmuşlar, iman edince onların arasında güven oluşmuştur ve o güven Müslüman cemiyetin yani ümmetin oluşmasını sağlamıştır.

Medenî tasdik ile kültürel tasdik çok farklıdır. Medenî tasdik, bir iradenin neticesidir; iş hasıl eder, neticesiyle mücessemdir, somuttur; kültürel tasdik ise iradenin neticesi olmaktan öte, genele uymanın, toplumsal bir akışın, alışkanlığın eseridir. Vardır ama varlığı iş hasıl etmeyebilir.

Ne yazık ki Müslümanlar zamanla Medenî tasdikten uzaklaşıp kültürel tasdikte boğuldular. Bunun için Müslümanların tasdikleri sıdk getirmedi, imanları da eman hasıl etmedi. Sonuçta doğruluk Müslümanlar arasından göç edip gitti. Müslümanlar arasında güven kalmadı ve Müslümanlar, birlik olmak bir yana, kendi beldelerinde cemiyet oluşturmak kabiliyetlerini bile kaybettiler.

Bu hazin hâl, İslam medeniyetinin içeride gerilemesine yol açarken istilaların da yolunu açtı. Zira birliğin olmadığı yerde hiçbir savunma sistemi iş görmez, doğruluğun olmadığı yerde de birlik olmaz.

İslam tarihi incelendiğinde en yıkıcı unsurlar, sıdktan uzaklaşmayı meşrulaştıranlardır. Onlar, propaganda ile güç elde edip haksız yıkımlarda bulundular ve hak etmedikleri konumlara ulaştılar.

Müslümanlar, onların başkaları için yıkıcı, kendileri için parlak dillerine kanıp onlara umut bağladılar, onlara kandılar. Bu yüzden İslam toprakları istilaya açık hâle geldi ve Müslümanların kurtuluşu da gecikti.

İslam dünyası, Miladi 20. yüzyılda sıdka vesile olan bir tasdik ve emniyet getiren bir imanı ihya etmişken kizbe farklı sebeplerle yöneliş yeniden başladı ve bu hâl kurtuluşumuzu geciktirdiği gibi, istilaların da derinleşmesine ve yayılmasına yol açtı.

Şimdi öyle bir hâl ile karşı karşıyayız ki karşınızdaki her hâliyle Müslümandır ama onun doğru konuştuğundan asla emin değilsiniz. Buna bir de çıkarlarla ilişkili nıfk eklendiğinde Müslüman insan, toplumun güven duyacağı insan olmaktan uzaklaşıyor, yalnızlaşıyor, önderliğini kaybediyor. Toplum, onun hâlini propaganda ehlinin hâliyle bir görüyor ve onu propaganda ehline tercih edemiyor.

Bu, asla ihmal edilemeyecek hazin bir hâldir. Bunu bertaraf edecek bir ihya hareketi, mutlaka Müslümanların önderliği makamına çıkacaktır.

 

https://dogruhaber.com.tr/muslumanlar-neden-geri-kaldi