Hiç, kimin aklına gelebilirdi bir gün zulmün karşısında seyirci olarak kalabilmenin bile bir erdem sayılacağı?
Çünkü biz hep öyle öğrenmiştik; zulme ses çıkarmayan, zulmün karşısında tarafsız kalan da zalimin ta kendisidir diye biliyorduk, bu suskunluğumuzdan dolayı kendimizi kınayıp duruyorduk.
Meğer bundan daha iğrenç olanı bundan daha şerefsiz bir konumda olmak varmış, zalimlerle aynı safta yer almak, soykırımcıları tam olarak finanse etmek varmış!
Günlerdir Gazze katliamı karşısında sessizliği bir tarafa bırakarak doğrudan soykırımcıların yanında yer almanın her çeşidini izleyip duruyoruz.
Şu son bir kaç gün içindeki gelişmeler bütün iman ve vicdan ölçülerimizi alt üst etmiş durumda.
Evde torunlarla birlikte şu üç trilyon iki yüz milyarın ne demek olduğunu anlamaya çalışıyoruz; nasıl yazılır, sonuna kaç sıfır atılacak, ne kadar yer kaplar, kaç tırı doldurur, Türk lirasına çevrilince ne yapar, ister istemez bunları konuştuk.
Sonra bu üç trilyon iki yüz milyar dolarla kaç adet Gazze kurulur, kaç adet Batı Şeria inşa edilir, Afrika’da, Asya’da ne kadar insanı ihya eder, bu ne korkunç rakam harcadık harcadık bitiremedik, acaba biz mi hesap bilmiyoruz?
Şaşkınlığımızı ortaya koymak için söylemiyoruz bunları, oturup hüngür hüngür ağlamamız için konuşıyoruz.
Allah’ım, tarihin hangi döneminde böylesine bir aptallık ve zillet yaşadık.
Bu arada Arap krallara vurarak kendimizi temize çıkarmayalım, iblis Trump Türkiye’ye gelmedi diye üzülenlerimizin haddi hesabı yok.
Bekli krallar kadar olmasa da Siyonistlere kendi çapımızda destek olmaktan hiç de geri kalır tarafımız yoktur. Yoksa bunca küstahlığa nasıl cesaret edebilsin.
Rabbim Müslümanlara bir kapı açsın ve kurtuluş yollarımızı göstersin!
https://dogruhaber.com.tr/keske-zulmun-seyircisi-olarak-kalabilseydik